Celalettin YÖYLER
Gerçekten Kürt’ün Kürt’ü ambargo ile ablukaya alması, çok hazin ve düşündürücü bir manzaradır. Senelerden beridir batı Kürdistan halkı üzerinde, Baas rejimi tarafından sürdürülen zalimane inkar, işkence ve kimliksiz bırakma anlayışı neticesinde, Kürt halkı özgürlüğünü elde etmek için zalimlere karşı başkaldırmaya başlarken, çok önemli kazanımlar elde etmiş bulunmaktadır.
Bu halk, özgürlük mücadelesi verirken binlerce evladını kurban ederek bu günlere gelmiş ve çok önemli mevziler de elde etmiştir. Batı Kürdistan halkı devrim yaparken yalnız kendini düşünmemiştir, kendisiyle birlikte, tüm Suriye halkını demokratik bir zemine kavuşturmayı hedeflemiştir.
Devrim süresince, Batı Kürdistan’daki çeşitli milliyetlere mensup etnik azınlıklarda devrime katılmış ve desteklemişlerdir. Kürdistan’da yönetimin her kademesinde Ermeniler, Asuriler, Süryaniler, Êzidî Kürtler ve yöredeki Araplar yer almışlardır. Böylesine, demokrasiye, insan haklarına saygılı çağdaş devrimcilerin üzerine sınırı kapatmak, çoluk çocuğu aç ve susuz bırakmak, hiç bir insafa sığınmaz. Bu insanlara yardım etmek ve sınır kapısını açarak insani yardımları muhtaç olanlara ulaştırmak, milli ve insani bir vazifedir. Kürtler eğer bir kariyer, mevki ve farklı bir siyasi düşünceden dolayı, bu devrimin yanında yer almayıp, devrimi yapan Batı Kürdistan halkına, yardımda bulunmayıp, farklı uygulamalara baş vuran Kürt siyasetçileri, çok önemli bir yanılgıya düşerler.
Tarih boyunca, Kürtlerin birbirini çekememezlikleri görülmüş ve netice de kaybetmişlerdir. Temennimiz Batı Kürdistan’daki insanlarımız, ucuz siyasi çıkarları bir yana bırakarak kendi halkının özgürlük, demokrasi ve insan haklarını elde etme düşüncesi etrafında kenetlemeleridir. Kuzey Kürdistan’da son zamanlarda değerli düşüncelere sahip olan bir çok ayrı partiye mensup siyasetçileri görmüş bulunmaktayız. Birlik ve beraberlik düşüncesinden hareket eden çok değerli ve saygılı Kürt siyasetçisi sayın Şerafettin Elçi bunlardan birisidir. O değerli insanlarımız benim partim, benim siyasi düşüncem farklı olması nedeniyle, diğer siyasetçilerle, Kürt meselesi konusunda birleşemem demedi. Ve, onlarla birlikte Kürt özgürlük mücadelesini destekleyerek sonuna kadar doğru yoldan ayrılmadan Allah’ın rahmetine kavuştu.
Biz Kürtler her yerde, diğer insanlarla beraber yaşama ve demokrasiye kavuşma mücadelesinde, beraber yürümek, insanlarımızın insani haklarına Türkiye ve diğer devletlerde yaşayan tüm Kürtlere ve onlarla birlikte yaşıyan bütün halklara, demokrasi ve özgürlüklerine kavuşmayı, amaçlamak mecburiyetindeyiz.
Sayın Barzani, tarihin derinliğinden gelen bir ailenin, Kürt ve Kürdistan için mücadele etmiş ve halkının özgürleşmesi maksadıyla bedel vermiştir. Batı Kürdistan devrimine, onun aç ve muhtaç halkına kapıyı açmak, yardımda bulunmak onun şanında vardır ve inanmaktayız. Dünya da insanları ezen ve ırkçılıkla insanları sömüren zalimlerdir. Kürt halkı tüm yörelerde her insanla kardeşçe yaşamak ve insani haklarına kavuşmak amacıyla çok bedeller vermiş ve kazanmaktan da geri kalmayacaktır.
Bu memlekette senelerden beri Kürtler, Türklerle, Çerkezlerle, Ermenilerle ve diğer etnik gruplarla birlikte yaşamıştır. Ama hiç kimseye ırkçılık niyetiyle bakmamış ve kötü düşünceye de girememiştir. Irkçılık insanlığın yüz karasıdır. Tüm insanlar serbestçe yaşamakta eşittirler. Bazı kötü niyetli ırkçı ve şoven zihniyetler, Kürt halkına tarih boyunca hakarette bulunmuş ve binlerce defa toplu katliamlar yapmış ve bu zihniyetler 21. yüzyılda da dünyanın gelişimine ayak uyduramamış, demokrasi ve insan hakları değerlerine önem vermemiş ve çağdaş dünya seviyesine de ulaşmamıştır. Bunun misali Fransa da barbarca, faşistçe saldırarak, üç devrimci, demokrat Kürt evladını kurşunlayarak öldüren kimseler, insanlıktan nasibini almamış, insanlığa vahşet uygulayan zalimlerin suçuna ortak olmuş piyonlar gibi. Bu faşist saldırganları, hangi milletten olursa olsun nefretle kınıyoruz. Türkiye de gelişen Barış girişimleri çok önemli. İnsan olarak isteriz ki, insanlarımız arasında bu nefret bu savaş ve kan dursun. Hepimiz birlikte yeter demeliyiz. Hiç kimsenin savaşta dökülen kanda, bir faydası olamayacaktır, kandan beslenenler dışında.
Bu düşünceden hareketle, tüm demokrat, insansever, aydın ve savaştan nefret edenlere sesleniyorum. Sizler birleşin, haykırın savaşı, kavgayı, kan dökmeyi yüksek sesle lanetleyin ve insanlık, insan hakları ve demokrasi ülkemizde yeşersin.
Yorumlar
Yorum Gönder