Celalettin YÖYLER
Dünya kadınlar günü münasebeti ile İslam’da kadının toplumsal yerini yazacağım bu hafta. Kadın, yüce bir değere sahip olduğu için yazılarımızla konuyu açıklamamız insani bir görevdir. Bu yazımı, Paris’te şehit düşen üç değerli devrimci kadın için kaleme alıyorum.
İslam’da kadının kutsal bir değere sahip olduğu anlatılmaktadır. Bu değerli, devrimci üç kadın gibi kendini kayalardan atıp insanlık davasını yücelten “Besê”ler gibi değerli Kürt kadınları İslami anlamda da aynı değere sahiptirler. Çünkü; ‘zalimlere karşı mücadele edin’ diyor Allah u Teala. Dünyanın herhangi bir yerinde bulunan ve hak yolunda mücadele eden muhtelif milliyetlerden olan kadınlar da kutsaldır. Ve erkeklerle kadınlar insanlık değerlerinde eşittir.
Hac mevsiminde, Mekke’de Rasûl-i Ekrem efendimizin Vedâ Haccı’nda, deve üstünde söylemiş olduğu “Ey Nâs! Kadınlar hakkında Allah’tan korkunuz! Sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız vardır. Kadınlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır.” (8 Mart 632) sözleriyle, daha yedinci yüzyılda, yüz yirmi dört bin müslümana karşı, kadınların haklarını ve erkeklerle eşit olduğunu açıklamıştı.
Diğer bir Hadîsi Şerif’inde de: “En hayırlınız, zevcesine en iyi muamele edendir!” demiştir. Kur’anı Kerim’de: “Erkeklerin kadınlar üzerinde meşru hakları olduğu gibi kadınların da erkekler üzerinde meşru hakları vardır.” diye buyurulmuştur.
İslam’da kadın
Kadın iyi bir anne, iyi bir eş, iyi bir arkadaş, merhamet timsali, şefkat abidesi ve hepsinden önemlisi “Allah’ın insanlığa rahmeti”dir. Bu yüceliklere sahip böyle bir varlık olan kadını “yeniden okumak” ve İslam’ın ona verdiği yüce değerleri bulmak için en son din olan İslam dininin yüce değerlerini incelemekten başka bir seçenek yoktur.
Allah’ın (c.c) insan olarak yarattığı varlıklar içerisinde yer alan kadının şahsiyeti ve yüceliğini ele alarak ona İslam’ın verdiği gerçek değeri ele almaya çalışacağız. Herşeyi güzel yaratan Allah, kadını da en güzel şekilde yaratmıştır. Allah (c.c) kadını da en güzel şekilde yaratmış ve ona hayat arkadaşını bağışlamıştır. Birbirini tamamlayan iki varlıktır. Yaratılışta birbirini tamamlayan iki insan.
Bir insan olarak kadını değerlendirirsek; “Biz insanı en güzel şekilde yarattık.” (Tin Suresi 4. ayet) Burada Allah (c.c) ister kadın ister erkek her ikisinin de en güzel şekilde yaratıldığını bildiriyor. Evet şu konuda birleşmemiz gerekir ki, kadın en güzel şekilde yaratılmıştır. Bu ayet sadece erkekleri bağlamadığı gibi sadece kadınları da bağlamaz. Her ikisini de bağlar. Çünkü kadın ve erkek, “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan, ondan eşini var eden ve ikisinden pek çok erkek ve kadın meydana getiren Rabbinizden sakının.” Allah’ın insan olarak belirttiği yaratıklarıdır. Her ikisi de Allah’ın kullarıdır. Şunu iyi anlamamız lazım ki, Kur’an kadın ve erkek konusunda ayırımcılık yapmamaktadır. Kur’an açısından kadın ve erkek birdir, eşittir. Sadece yaratılıştan kaynaklı, fiziksel bir takım farklılıkların bulunması erkeklerin kadınlardan üstün olduğu anlamına gelmez.
İnsanın ne olduğunu ve nasıl olduğunu en iyi bilen şüphesiz Allah’tır ve onun için nelerin hayırlı ve nelerin zararlı olduğunu da en güzel bilen O’dur. Hükmedenlerin en iyi hükmedeni Allah’tır. Çünkü “ehkemu’l hakimin”dir. Elbette kadınlar hakkında en iyisini hükmetmiştir. Her şeyin en iyisini bilen elbette Allah’tır. Çünkü O, “alim” sıfatının sahibidir. Bizi bilen ve en iyi şekilde tanıyana boyun eğmeli ve onun sunduğu geniş merhamet ve bağışlanma şemsiyesi altına girmeliyiz.
Ayetler bize her şeyi en güzel şekilde açıklıyor. İnsanın yaratılmasındaki güzellikleri görürsek, “neden kadın yaratıldık” sorusunu da soramayız herhalde. Kadın var olmasaydı hiçbir şey var olmazdı. Çünkü alemin yüzü, suyu hürmetine yaratıldığı ahir zaman peygamberini doğuran, bir kadındır. Kadın olmasaydı alem var olmazdı. Muhammed Mustafa (s.a.v) var olmazdı. Allah’ın yaratılış düzeni kadının yaratılmasını gerektiriyordu. Ve de nasıl yaratılması gerektiğini de en iyi bilen Allah olduğuna göre kadını da en iyi ve güzel şekilde yaratmıştır. Kadına verdiği zarafet, incelik ve duygusallık onun kadın olmasının belki de en büyük özelliklerindendir. Kadına en iyi terbiye edici, gerek annelikte, gerek eğitimde ve gerekse öğretimde son derece başarılı olması yüce Allah’ın sıfatı olan Rab sıfatının cüzisinin kadına bağışlanmış olmasıdır. En iyi terbiye edici Allah’tır hiç şüphesiz; ama ikinci planda kadın vardır. Allah’ın sıfatlarının kadınlar üzerine yansımasına baktığımızda Rab (terbiye edici) ve Rauf (yumuşak) ve merhameti görmekteyiz. Çünkü anne koruyucudur, şefkatlidir ve merhamet timsalidir. Tavuğun civcivleri için nasıl uçuştuğuna ve civcivlerini her türlü tehlikeden nasıl koruduğuna şahidiz. Yabancı bir ses işittiğinde çıkardığı sesle yavrularını kanatlarının altına aldığını hepimiz görmekteyiz elbette.
Yorumlar
Yorum Gönder